Ben feci portakal yerim , sayın okur .
Nedendir bilmem çok severim yani . İstem dışı çalışan düz kaslar gibi , kasım kasım kasılırım onu yemediğim zamanlar ...
Neyse , geçen ay portakallar yeni çıkmış - bişey illa taze olacak , yoksa yiyemiyorum - annemde almış getirmiş onları , tabi benim haberim yok . ( Olsa portakallar biter çünkü , ondan söylemez , saklar benden .. Hayın )
Geceyarısı olmuş , ertesi gün okul var . Şu dişleri fırçalıyımda , yatıyım dedim . O aralarda bu signal'in nane etkisi midir , nedir onlardan vardı , isot'tan beterdi onlar , çok fena yakıyolardı ağzı :D
Tam fırçaladım çıktım tuvaletten , o anda kapıda annem belirdi ! Cennet'ten gelen bir melek edasında önüme bıraktı dilimlenmiş portakalları ...

O açlıkla ve ağızdaki iğrenç tadın getirdiği insanüstü güçle saldırdım portakallara , tabi tükürmem saldırmamla bir oldu . ( Bu "bir oldu" da ne gıcık bişeymiş arkadaş , hiç haz etmiyorum )
Bilmem deneyen olmuş mudur , dişlerini fırçaladıktan sonra dil üstündeki tat alma duyuları bir süre yok oluyormuş veya görevleri değişiyormuymuş neymiş . O güzel , sulu , tatlı portakallar öyle bir acı geldi ki , sormayın :D
0 Yorum:
Yorum Gönder